Sanırım benim gibi erteleme huyu olan (bknz.Procrastinator ) her blogger, böyle bir gönderi paylaşmıştır blog hayatında; geri dönüş postu. Hiçbir zaman bırakmayı düşünmedim, ama her zaman aklımda paylaşmak için birşeyler vardı, tabii ki bunu daha kolay ve hızlı paylaşacağım bir platformdan; instagram storylerini kullanarak yaptım. Fakat bir blog paylaşımı kadar içi dolu ve kalıcı olmadı benim için, bir nevi tatmin olayı belki de eski kafalılık... Ama şu andan itibaren "I'am back" diyorum ve tam gaz paylaşımlarıma devam edeceğim.
Yaptırmak istediğim dövme için bir kaç fikir ararken bir çok oyunda karşımıza çıkan druidleri biraz araştırdım. Druidler doğa ile çok özdeşmiştir. Birçok oyunda bu temadan yola çıkmıştır. Doğada yaşayan canlılarla iletişim doğaya saygı ve doğadan şifa dağıtan rahip sınıfıdır aslında. Kelt döneminde yaşadıkları ileri sürülür. Benim dikkatimi çeken ise celtics vari simgeleri. Druidler hakkında daha geniş bilgi sunan güzel bir site : hermetics.com
Avustralyalı sanatçı ve araştırmacı olan Bartholomäus Traubeck, ağaçlardan aldığı enlemesine ince kesitleri bir plak gibi kullanıyor. Ağaçların yaş çizgileri ağaçların yaşı ve yetişme iklimine göre farklılık gösteriyor. Sesler ise hareket ve renk seçebilen Playstation Eye Camera‘sını pikabın okuyucusu haline getirdiği ve bir pikap sistemtemin de olduğu gibi bir motorla bu ağaç kesidini çeviriyor. Sistem ağaçın yaş halkalarını sese dönüştürüyor ve ortaya oldukça duygusal bir piyano bestesi çıkıyor.
Meşe, Akçaağaç, Ceviz, Kayın, Dişbudak gibi Avusturya’nın yedi ağacının sesini “Years” (Yıllar) adlı bir albümde toplamış Traubeck. Bilindiği üzere bir pikabın izleri gibi, ağaçlarda da ömürlerinin çeşitli aşamalarını belirleyen, hatta tarihe de tanıklık eden halkalar olur. Bu halkalar, ağacın her kabuk oluşturduğu dönemlerde belirir. Bu halkalardan zaman içerisinde iklim gibi çevresel etkenlerin değişimini de okumak, tarihe ışık tutmak mümkün. Bu yönteme de dendrokronoloji adı veriliyor. Haliyle Traubeck’in albümünün adının da “Yıllar” olması çok şaşırtıcı değil. (http://www.bilimofisi.com/)
39 yaşındaki İngiliz tasarımcı Gavin Munro ve karısı Alice(40) tasarımcılık dışında ilginç bir meslekleri de var. Aslında yaptıkları iş mobilya satmak gibi sıradan fakat ilginç hale getiren mobilyaları üretim aşamaları. Doğa Ana'nın da büyük yardımlarıyla Derbyshire'daki arazilerinde bu ilginç üretimi gerçekleştiriyorlar. Şu an sadece masa, sandalye ve abajur yapıyorlar. Fakat ilerisi için daha karışık tasarımlara sahip olan kitaplık ve çekmeceli dolabı da düşünüyorlar. Bu mobilyaların üretimini, tasarladığı özel plastik bir kalıp kullanrak fidanın bu kalıba uygun şekilde büyümesi sağlıyor. Budama, aşılama işlemlerini bu kalıp üzerinde yapıyor.
Özellikle hızlı büyüyen ve dayanıklı fidanlar seçen Gavin, sıklıkla söğüt, yaban elması, fındık,çınar, bodur meşe gibi fidanları kullanıyor. Prototiplerin hazır olduğunu ilk satışların 2017 de gerçekleşeceğini söyleyen Gavin şu anlık 400 masa, sandalye ve abajura sahip. Fidanların büyüme hızı mevsimlerle değişebildiği bir fidan ortalama 4-8 yıl arasında istenilen boya geliyor. Fiyatları elbette bu kadar zaman ve çabaya katlanılması sonucu biraz pahalı. Bir sandalye 2500 pound iken bir abajur 1000 ila 1500 pound arasında değişiyor. Ön sipariş ile satın alabiliyorsunuz.
