(Loading...)


GUNCEL

OUTLINE //










müzik

Life & Style

30 Aralık 2014 Salı

Metropolitan Köpekler




        Moskova'da sokak köpekleri sabahın erken saatlerinde yaşadıkları varoşlardan yola çıkıyorlar... Metroya binip, kolaylıkla yiyecek buldukları şehir merkezine geliyorlar... Sokak köpeklerinin geceyi geçirdikleri varoş bölgelerine gitmek için metro kullandıklarını farkeden uzmanlar onları incelemiş. Bu incelemenin sonunda elde ettikleri bulgular onları daha da şaşırtmış. Dr. Andrei Poiarkov gözlemlerini şöyle anlatıyor: "Farkettik ki, köpekler doğru metro durağında inmek için alıştırma yapıyorlar. Birbirlerine metroda ne kadar kalmaları gerektiğini öğretiyorlar. Bu köpekler için en iyi yiyecek kaynağı şehir merkezinde... O yüzden de yaşadıkları bölge olan varoşlardan şehir merkezine gitmeyi öğrenmeleri gerekiyordu. Onları incelememiz sonuncunda farkettik ki, sabah erken saatlerde metroya binip şehir merkezine gidiyorlar, akşam mesai bitiminde de tekrar metroya binip varoşlara dönüyorlar. İnsanlardan hiçbir farkları yok.Bazen trende uyuyakalıyorlar ve inmeleri gereken durağı kaçırıyorlar... İncelememiz sırasında sokak köpeklerinin trafik lambalarına da uygun hareket ettiklerini gördük. " Tabii, bu arada Moskova halkının da bu köpekleri, itip kakmak, şikayet etmek, görvelileri çağırıp barınaklara attırmak yerine, beraberce seyahat etmeleri ciddi bir alkış gerektiriyor. 

Kaynak: ntvmsnbc


         
devamı ...

27 Aralık 2014 Cumartesi

Nereden geldi bu şampanya?

Şampanya’ yı Fransızlar icat etmemiştir.
Fransızlar şaşıracak – hatta rencide olacaklar – ama şampanya bir İngiliz icadıdır.
Zencefilli biraya aşina olan herkesin bilebileceği gibi mayalanma doğal olarak köpük yaratır (Zencefilli bira İngiltere’ de gençler arasında alkol oranının düşüklüğünden dolayı tercih edilen bir bira türüdür.  İçerdiği alkol oranı ise %2′ dir. Tabi biz Türk olduğumuz için Efes’ in köpüğünü düşünsek de olur :) ). Asıl sorun daima bu köpüğü kontrol altına almak olmuştur.

000


İngilizler 16. Yüzyılda Champagne’ dan fıçılarca ham ve asitsiz şarap ithal edip, bu şarapların may
devamı ...

29 Ekim 2014 Çarşamba

Özgürlüğe Bir Adım : BACKPACKING -1-


    Kafanızda gezme planları, yeterli enerji, zaman ve bir sırt çantanız varsa neden sizde bir backpacker olmayasınız!!! İster bulunduğun şehrin kırsallarına yol al, istersen de yurtdışında herhangi bir yere git. Anafikir gezerek bir şeylerin deneyimlenmesi. Deneyimlerin bir şehir olabilir yada bir doğa, kaldığın yer bir şehirdeki hostel yada bir çadır. Ruhun özgür hissetmesi durumu öncelikli. Sanırım backpacker ruhuna en uygun eylem INTERRAIL. Hiç interrail yapmama rağmen konusunda okuduklarım kadar bilgi sahibiyim ve 1-2 sene içinde küçük çapta yapmak istiyorum. Çok maliyetli olmamasının yanında sanırım bu işler için üniversite çok doğru zaman. Zamanınızın en bol olduğu ve bu tarz aktivitelerle de bunu en iyi şekilde doldurma fırsatınızın olması. İnterrail konusunu daha sonra bir yazıyla daha ayrıntılı paylaşırım bir nevi ön yönlendirme olabilir. Şu anlık sadece bilgilendirme olayına giriyorum yakında umarım deneyim aktarma olayına girerim..
Bu konuda tabii ki elinizde birkaç uygulama ve site olmalı fakat tavsiyem forumları ve grupları takip etmeniz çünkü gittiğiniz yerde en ucuza güvenli konaklama, kendinizi çok yormadan ve kaybolmadan gezilecek yerlerin bilgilerine buralardan ulaşabilirsiniz.
       
 Gerekli Uygulamalar ve Siteler:

  • İnterrailTürkiye : Bu facebook grubunda deneyim olarak bir çok konuda yardım alabilir ve kafanızda ki soru işaretleri girebilirsiniz. (P.s bazı boş muhabbetler olmuyor değil :) )
  • Çok Gezenler Kulübü: Deneyimsel yalın gezi deneyimleri
  • Booking.com: Hayat kurtarıcınız. Hostel ve pansiyonları bulabileceğiniz bu sitede yorumlar deneyimler fotoğraflar fiyatlar ve en güzeli günün kampanyaları sayesinde ucuza konaklama yapabilirsiniz. Harita sayesinde de kolayca lokasyona ulaşabilirsiniz ayrıca rezervasyon yapmakta kolay ve pratik. (uygulamaları android ve apple store da mevcut)
  • Free Wi-fi Finder gezerken arkadaşlarınızla iletişim, resim paylaşımı tabiiki internetle olacak fakat yeni bir hat alıp kullanacak kadar o yerde kalmayacaksınız elbetteki saldırın bedava internete :D
  • Geziko : Bir gezi rehberi olarak kullanıcılardan yol gösterici bilgiler


Dünya onu gezmemiz için artık küçüldü. Onu gezmek için ihtiyacımız olan şey sadece zaman. Rutin yaşantımız da  (sürdürmemiz gereken) bize verilen tatil ve dinlenme fırsatları bir kere de olsa bu tarz bir deneyimle yaşayabilirsiniz. ;)






devamı ...

28 Ekim 2014 Salı

Bir Fotoğraf Akımı: LOMOGRAPHY -1-


        Lomography yeni bir olgu değil aslında 80'ler de filizlenen 90'larda yayılan ve günümüzde retro  eşyaların moda olmasıyla adı duyulan bir akım, bir fotoğraf makinası hatta bir sosyete...
       Bir kaç gencin yurtdışından gelişi güzel satın alıp onu bir icon haline getirmelerinin öyküsü;

              Avusturyalı 3 genç adam, 80 lerin ortalarında eğlenmek için prag seyahati yaparlar. gençlerden bir tanesi bu seyahati kaydetmek için ikinci el bir mağazadan lomo compact automat satın alır. bu oyuncakimsi makineden çıkan fotolar o kadar enteresan ve renklidir ki, viyana ya dönüşlerinde hem kamerayı hem de fotoları gören arkadaşları birer tane edinmek isterler fakat Sovyet üretimi olan bu kamerayı her isteyene bulmak o dönemler çok da kolay değildir. bulabildiklerini toplamaya, ese dosta satmaya, derken her sorana satmaya başlarlar. lakin bir takim prensipler koyulur ; hiç bir kurala tabi olmaksızın fotoğraf çekilmeli, eğer kullanılmayacaksa atılmamalı mutlaka bir başkasına devredilmelidir, bir nevi kutsal emanet muamelesi yapılmalıdır.
               Sovyetler' in dışa açılmaya başladığı 90 ların basında ülkeye giriş yaparlar ve kendilerinin de itiraf ettiği üzere illegal yollardan koli koli lomoyu Avrupa'ya satmaya başlarlar. ilgi artmakta, bu ucuz makineden çıkan rengarenk fotoğraflara hayran olanların sayısı çoğalmaktadır. Avusturya'lı gençlerin Prag gezisi hem kendilerinin hem de dünyanın kaderini bir şekilde değiştirmiştir. 
               Sovyetler dağılmış, St. Petersburg daki lomo fabrikası zor dönemler geçirmektedir. satış kaygısı gütmeyen, fiyat-pazar gibi kavramlardan uzak olan Sovyet fabrika yöneticileri, dünya fonograf makinesi pazarıyla bas edemeyeceklerini düşündüklerinden ve 2500 kişilik çalışan kadroyu besleyemeyeceklerin den fabrikanın kapanmasına karar verirler. Viyanalı biraderler vakit kaybetmeden yanlarına kattıkları Avusturya büyük elçisi, ticari ateşe gibi destek güçlerle, sadece kendilerine makine üretme ve her ay 1000 kamera satın alma teklifiyle lomonun kapısını çalarlar. lomo buna sıcak bakmaz, verilen teklifin maliyeti kurtarmayacağını düşündüklerinden reddederler lakin viyana tayfası hemen pes etmez. o donem Petersburg valisi olan Vladimir Putin in kapısını çalarlar. lomography nin nasıl bir tutku olduğunu, nasıl bulaşıcı olduğunu, Çoktan beridir bir alt-kültür haline geldiğini ve tüm dünyanın rus mali bir makinenin sevdalısı olacağını ve bunun Rusya için çok şahane bir prestij ve reklam fırsatı olduğunu usanmadan anlatırlar. Putin bu sunumdan çok etkilenir ve lomonun fabrika direktörünü arayarak bu çılgın Viyanalılara bir şans vermesini ve pişman olmayacaklarını tavsiye eder. Bu isteği reddedemeyen direktör, yeni bir fiyat teklifi ile orta yolu bulur. lomo sadece lomographic society e makine üretecek, Viyanalilar da bunun dağıtımından, satışından ve pazarlamasından sorumlu olacaktır. evlilik nihayet gerçekleşir, lomo yeniden doğar.
              Peki lomo kompakt automat i bu kadar değerli kılan nedir? hiç şüphesiz lensi. minitar 32mm lik essiz lensin başarabildikleri, bu kadar düşük maliyetli, toy-like bir kamera için sıradışı dır. renk skalasi, düşük ışıktaki becerisi, kolay taşınabilirliği, sağlamlığı ve tipik Sovyet praktizmi ile yeni neslin eğlencesi olmak için biçilmiş kaftandır, hala da öyle.yüksek üretim maliyeti, tasarımın ve lenslerin Rusya da yapılıp montajın tamamen cin de yapılma kararıyla asılır. lomographic society hemen kampanyaya girişirler, bir urunun en çabuk yayılacağı, moda olacağı ülkeye ; Amerika Birleşik Devletleri'ne çıkarma yapılır. sergiler, paneller düzenlerler, kapalı kutu Sovyetler'in bu küçük mucizesi vasıtasıyla iki halkın kaynaşma fikrini new york- moscow sergisi ile ortaya koyarlar. yarısı Moskova da yarısı New York da çekilmiş 10 bin kare fotoğraf ile Amerikalı 'lar için Rusya, Ruslar için de bir Amerika Tanımı yapan devasa bir koleksiyon. sergi buyuk ilgi görür ve gören herkes bunu beceren minik makinenin pesine düşer. velhasıl 1990 lardan bugüne, dünyanın belli başlı tüm şehirlerinde kulüpleri olan, toplantılar yapan, lomo büyük elçilikleri kuran, şanslı üyelerine hac ziyareti muadili " lomo fabrikası gezisi" sunan, devasa bir organizasyon şekillenir, dallanır budaklanır. ( kaynak: ekşi sözlük /sanborn )



devamı ...

24 Ekim 2014 Cuma

BİR OY VER DÜNYA DEĞİŞSİN...



   
Sosyal medya'nın ne kadar güçlü olduğu konusunda konuşmaya gerek yok sanırım. Bir çok platformda kişisel olarak bir şeyler paylaşıp, popüler olma durumunuza göre sesinizi duyurabiliyorsunuz.
Bahsedeceğim site toplu olarak insanların sesini duyurduğu, çok kısa bir işlemle çok etkili sonuçlar alınabilen bir site; CHANGE.org

    İnsanların TV, medya, sosyal medya'da görmek istemediği, sisteme dair yanlış buldukları, ahlaki olarak etkilendikleri, çevre kirliliği ve bir çok konuda toplu olarak girişimde bulunarak seslerini duyurdukları bir platform. Her gün bir göz atılması gerektiğini düşünüyorum.


devamı ...

28 Eylül 2014 Pazar

STAR WARS Disney'in elini güçlendirebilecek mi?



Variety dergisinde yayınlanan bir makaleye göre Disney, bütün umutlarını Star Wars‘un yeni filminin başarısına bağlamış durumda.
Variety’nin kıdemli editörü olan Marc Graser, 17 Eylül ’de kaleme aldığı makalede ilginç tespitlerde bulundu. Graser, Lucasfilm’i geçtiğimiz yıl 4 milyar dolara (yaklaşık 9 milyar TL) satın alan Disney’in umutlarını Star Wars’a bağladığını, bu yüzden de fanları mutlu etmenin çok önemli olduğunu söylüyor.
Walt Disney Stüdyoları’nın başkanı Alan Bergman’ın sözlerine yer verilen makalede, şirketin şu sıra bir “çadır direği stratejisi” (tent-pole strategy) izlediği söyleniyor. Bu da tek bir büyük projenin, stüdyonun bütün diğer projelerini de finansal olarak ayakta tutması anlamına geliyor.
Stüdyo, Star Wars’un yeni filminden büyük finansal beklentiler içinde olsa da, Bergman’ın filmin başarısı ve hayranları mutlu edebilmek konusundaki tahminleri düşündürücü. Cümlelerine “Eğer hayranları mutlu edebilirsek…”, “Bu işi doğru yapabilirsek…” şeklinde başlayan Bergman’ın açıklamaları, Star Wars’un yeni filmi başarısız olursa, Disney’in geleceğinin de tehlikeye gireceği mesajını veriyor.
İşte “Star Wars Disney’e ‘çok büyük bir olanak’ sunuyor” başlıklı o makale…
“Walt Disney Stüdyoları, Star Wars’un öneminin farkında olduğunu açıklamak konusunda çabuk davrandı. Gelecek yıl 7. bölüm de dahil olmak üzere pek çok yeni film piyasaya sunulacak. Ama stüdyo şunun da farkında: Star Wars serisinin Disney’deki geleceği, hayranların ve yeni izleyeceklerin beklentilerinin karşılanmasına bağlı.
Walt Disney Stüdyoları’nın başkanı olan Alan Bergman, 17 Eylül’de Bank of America Merrill Lynch’in düzenlediği, Medya, İletişim ve Eğlence Konferansı’nda (Bank of America Merrill Lynch 2014 Media, Communications & Entertainment) bir konuşma yaptı. Konuşmasında Star Wars’un bilinirliğinden söz eden Bergman, “Bu isim, çok insan tarafından biliniyor. Burada tek ve en önemli olan şey, filmin harika olması” dedi.
2012 ‘de Lucasfilm’i 4 milyar dolara (yaklaşık 9 milyar TL) satın alan Disney, Star Wars’un şirket üzerinde yapacağı etkiyi konuşmak konusunda hiç de çekingen değil.
Şirket Disney XD kanalında Star Wars Rebels adlı yeni bir animasyon serisi yayınlayacak. Aynı zamanda birçok ürünü içeren bir ticari program da oluşturuldu. Disney’nin son canlı çekilen filminin üzerinden neredeyse 10 yıl geçti ve bu yeni Star Wars’un Disney’de kapladığı alan daha da fazla hissediliyor.
“HER ŞEY 7. BÖLÜMÜN BAŞARISINA BAĞLI”
18 Aralık 2015’te vizyona girecek olan Star Wars Bölüm 7’nin başarısına çok fazla şey bağlı. J.J. Abrams’ın yönettiği film, Disney’in geri kalan bölümlerinden daha fazla ilgi çekecektir. Yeni filmlere ek olarak, yeni TV programları, lisans anlaşmaları ve yeni bir tema parkı yapmak gibi planlar da var.
Ayağında Stormtrooper tenis ayakkabılarıyla toplantıya katılan Bergman, Star Wars’u anlatırken Bergman, “Eğer bu işi başarabilirsek, tüm şirket için büyük bir fırsat olacak” diyor. Godzilla’nın yönetmeni Gareth Edwards’la, 16 Aralık 2016’da vizyona girecek bağımsız bir proje için anlaşıldı bile.
“Star Wars nev-i şahsına münhasır bir ürün, hem de diğer ürünlerden daha fazla…” diyor Bergman.


TEK ÇADIR DİREĞİ STAR WARS DEĞİL
Ancak Star Wars, şirketin şu sıra yaslandığı tek “çadır direği” değil.
Gelecek yılın stüdyo için büyük başarılara gebe olması bekleniyor. Hem Pixar hem de Marvel, önümüzdeki yıl 2 yeni film çıkaracak. Birisi Yenilmezler’in devamı ve diğeri de şimdiden dikkatleri üzerine çeken Ant-Man olacak.
Şirket, dağıtımcılığını yaptığı Guardians of the Galaxy sayesinde bu yılı başarılı bir şekilde kapatacak. Zira film ABD’de 307 milyon dolar hasılat elde ederek, bu yazın ve bu yılın en fazla kazandıran filmi oldu.
Disney Temmuz 2017’de vizyona girecek bir devam filmi için yeşil ışık yaktı bile. Bergman bu konuda “Hiç tanınmayan karakterler sayesinde bu yılın en büyük filmine imza atmış olmak harika” diyor ve ekliyor; “Bu da Marvel’daki yaratıcı takımın ve karakterlerin gücünü gösteriyor. Bu seride (franchise) pek çok hareket yaşanacak.”
Marvel’ın Kaptan Amerika’sı için çekilen devam filmi, en çok hasılat elde eden filmler listesinde 2 numarada yer alırken, Maleficent ise 5 numarada bulunuyor. Geçen yıl gösterime giren Frozen ise, tüm zamanların en fazla kar ettiren animasyonu oldu. Ev sineması ve ürün satışları sayesinde Disney için bir hayli gelir sağlamaya da devam ediyor.
“DOĞRU ŞEKİLDE AKTARABİLİRSEK…”
“Her şeyi doğru şekilde aktardığımızda, şirket için önemini ve stüdyomuzu ne kadar farklı kıldığını göreceksiniz” diyor Bergman. “Markamızın ‘çadır direği’ stratejisi gayet güzel şekilde işliyor.” Yenilmezler gibi filmler sayesinde de, ürün satışlarını artırma ve filmde yer alan her bir karaktere yönelik merakı cezp etme olanağına da sahipler.
2015 ve 2016’da sağlam yapımlarla geliyorlar. Ancak Bergman, Disney’in başarısızlıklara karşı bağışıklık sahibi olmadığını da itiraf ediyor. The Lone Ranger ve John Carter filmlerinin başarısızlığını unutmamak gerek…
“Sinema filmi yapmak zor bir şey” diyen Bergman’a göre, “The Lone Ranger filmi kağıt üstünde büyük bir yıldızla, büyük bir yönetmenle ve büyük bir yapımcıyla yola çıkmıştı. Bazen bunlar bir arada yürümüyor. Neyse ki bu tip şeyleri çok fazla yaşamadık.”
Stüdyo, markayla bütünleşmiş olan “çadır direği stratejisi” konusuna odaklanmaya devam edecek. Böylece gelecekte herhangi bir kayıp yaşamamayı umuyorlar.
Bergman son olarak, “Riski bu şekilde belli bir düzeye indirebiliyoruz. Filmlere yeşil ışık yakıldığında, stüdyo bu film serilerinin (franchise) uzun vadeli doğalarına bakıyor. Aynı zamanda yalnızca stüdyoya değil, şirkete de bir değer katıyor muyuz diye de bakılmakta. Şu an ilerlediğimiz yoldan oldukça memnunuz” diyor.”
Alıntıdır: Radikal
devamı ...

4 Eylül 2014 Perşembe

İLK KURGU

    Bir blog rutinidir giriş amaçlı yazılan ilk post. Bende bu rutine uyarak, yazıyorum ilk postumu konusu olmadan öylece. Aslında bir çok blog yazdım ve bu blogların bir çoğu bu tür ilk postlarla başladı fakat çeşitli nedenlerle devam etmedi. Fakat benim için her zaman bir ihtiyaç oldu blog yazmak. Bazı bloglarımın takipçisi bile yoktu ama önemli değildi benim için. Popüler olanı yapmak değil kendim için olanı yapmak zevk verdiğinden olsa gerek. Ama biliyordum ki kuytu köşede kalmış paylaşımlarımın birgün bir internet gezgini için durak yeri olduğunu... eskiden bir tema seçerdim ve  o yönde geliştirirdim blogumu ama artık herhangi bir tema veya içerik yok tamamen KURGUSUZ
devamı ...

Gastronom

oyun