(Loading...)


GUNCEL

OUTLINE //










müzik

Life & Style

9 Ocak 2015 Cuma

ADAMLAR




     Tolga Akdoğan, Burak Güngörmüş, Gürhan Öğütücü, Burak Irmak ve Berkan Tilavel’den oluşuyor. Yola Halimden Konan Anlar ile çıkan Tolga Akdoğan artık yeni bir isim ve müzikal yaklaşımla, kendi bestelerini halka arz ediyor. “Eski Dostum Tankla Gelmiş” isimli debut albümünü People Make Music etiketiyle yayımlayan grup, ilk tekli olarak “Bi Öyle Bi Böyle” isimli şarkısını servis etmişti. Sık sık Karaköy Külah sahnesine konuk olan Adamlar, şarkılarında ‘insanın düştüğü durumlar’a değiniyor.

Nasıl tanıştınız?

Tolga: Karga’dan Tayfun Polat aracılığıyla basçımız Burak Güngörmüş’le tanıştım. Burak Güngörmüş aracılığıyla gitaristimiz Gürhan Öğütücü’yle tanıştım. Davulcumuz Berkan Tilavel kendi kendini tanıştırdı bize. Aramıza nasıl girdi şu an hatırlayamıyorum. Her gelen bir tanıdığını tavsiye etti ve öyle öyle tamamlandık aslında. Son olarak da klavyecimiz Burak Irmak’ı evrene sipariş verdik. Sağ olsun çok geciktirmeden geldi o da.

İlk konseriniz neredeydi? Neler çaldınız, kimler izledi, ortam nasıldı?

Tolga: İlk konserimiz albümümüzü çıkardığımız gün Jolly Joker’da oluverdi. Kendi şarkılarımızı çaldık, albümden ve albümde olmayanlardan. Ortam ateşliydi, ilk kıvılcımdı, yavaş yavaş harlanıyor.

Düşünce dünyanızı en iyi tarif eden isimler/filmler/kitaplar/albümler hangileri?

Tolga: En iyi denince yaşanılan kasılmayı azaltalım ve şimdi, şu an aklıma gelenler diyelim de öyle cevaplayalım: İsim: Louis C.K., Turgut Uyar, Carl Sagan. Film: “Night on Earth”, “Withnail And I”, “Aaah Belinda”. Kitaplar: Kara Kitap, Aylak Adam, Tehlikeli Belki. Albüm: Tom Waits – “Rain Dogs”, Gorillaz – “Demon Days”, Beatles – “Abbey Road”.
Burak G.: Büyük bir resim var her şeyi aynı anda canlı görebildiğimiz. Bir de düşünsel olarak iletişimde olduğumuz güzel insanlar var. Büyük bir aile gibi görüyorum onları. Syd Barrett, Otis Redding, BB King, Albert King, CCR, Sly & The Family Stone, CSNY, Erkin Koray, Fikret Kızılok, Selda Bağcan, Neşet Ertaş… Yazmakla bitmez, saygı duruşuyla selamlarız o güzel insanları. Filmlerden “Mulholland Drive”, “The Wall, 2001: A Space Odyssey”, “The Party”, Pembe Panter’ler daha neler neler. Nazım Hikmet, Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Borges, Bukowski. Charles Mingus, Sonny Rollins ve Miles Davis (1967 – 1970 arası özellikle). The Piper At The Gates Of Down, A’mak-ı Hayal, Benimle Oynar Mısın, Binbir Gece Masalları.
Berkan: Denis Villeneuve, Red Garland (ağır sıklet boksör / pamuk gibi caz piyanisti), Thelonious Monk (kendi de deli müziği de…), Antoine de Saint-Exupéry, Ünlü Onur, Giovanni Guidi, John Cage. Filmler: “Enemy”, “The Secret Life of Walter Mitty”, “Midnight In Paris”… Albüm: Giovanni Guidi – “City of Broken Dreams”, Enrico Pieranunzi – “Play Morricone”, Myriem Alter – “Alter Ego” vs.

Hiç dinlememiş birine müziğinizi nasıl anlatırsınız?

Tolga: Sinemadan çıkılan an, uzanıp kendi yanaklarından öpmek, boksör şair centilmen boğa farazi sıkıyorum boydan boya. Olmadı şöyle diyelim: gitar-bas-davul-klavye dörtgeninde bağırıp çağıran ya da içine içine üfleyen hikayeler, insanın düştüğü durumlar.
Burak G.: Derdimizi çalarak anlatmaya çalışıyoruz aslında. Bağımsız bir şarkı yazarının iç dünyasından yola çıkarak onun hikayesini müzikle canlandırıyoruz. Kullandığımız elementler blues, rock, funk, hip hop. Çok detaylı düşünülmüş, süslemelerden uzak direkt bir tavırla çalıyoruz. Yüksek enerji hattı geçiyor sahnemizden.
Berkan: Karanlık, puslu, içine girmek yürek ister gibi.

Şu ara kafayı taktığınız sanatçı/albüm/şarkı/soundtrack hangisi? Neden?

Tolga: Tarkan Teymen’in radyo programı “Ve Telefon Acı Acı Çalar”.
Burak G. : CSNY / Deja Vu / Broken Arrow / The Dead Presidents, değişiyor öyle, denk geldi.
Berkan: Branford Marsalis – “Gloomy Sunday”.


Kaynak: hafifmüzik.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Gastronom

oyun